Ankara Rüzgar?

Ankara Rüzgarı Özel'de, Zülfikar Doğan Ali Babacan'ın DEVA Partisi'nin tanıtım toplantısını izledi ve izlenimlerini paylaştı.

Türkiye üç günde 6 gazetecinin tutuklandığı bir haftayı geride bırakırken, gözaltı ve tutuklama dalgasının yeni haftaya da yansıması ağırlıklı beklenti.Ankara Rüzgârı’nda Türkiye gündemini değerlendiren Zülfikar Doğan, Odatv, Yeniçağ ve Yeni Yaşam gazetelerinden ifade vermeye çağrılan gazeteci, yazar, muhabir, yazı işleri müdürü ve genel yayın yönetmenlerinin tamamının tutuklandığını dile getirerek medyada tutuklama dalgasının süreceğine ilişkin işaretlerin devam ettiğini söyledi.

Ankara Rüzgârı’nda Türkiye gündemindeki sıcak gelişmeleri değerlendiren Zülfikar Doğan’a göre, 5 Mart’ta gerçekleşmesi kesinleşen Erdoğan-Putin görüşmesi öncesinde Milli Savunma Bakanı Akar’ın İdlib’de ‘Bahar kalkanı’ harekâtının başladığını açıklaması, Erdoğan’ın Putin’le eli güçlü bir şekilde masaya oturma hamlesi.27 Şubat’taki saldırıdan bu yana Erdoğan’ın yoğun bir görüşme trafiğine yöneldiğini kaydeden Doğan’a göre, mültecilerin engellenmemesi ve sınır kapılarının açılması kararı aynı zamanda bugüne kadar gerek mülteci sorununda gerekse Suriye’de Türkiye’yi yalnız bırakan batılı müttefikleri harekete geçirmeye ve Şam ile Moskova üzerinde baskıları artırmaya yönelik bir başka adım.NATO ve ABD’den şu ana kadar umulan somut desteğin gelmediğine dikkat çeken Doğan, 5 Mart buluşmasından önce Kremlin Sözcüsü Peskov’un Suriye’deki varlığı meşru olan tek yabancı askeri gücün Rusya olduğunu dile getirerek diğer tüm yabancı askerlerin uluslararası hukuka aykırı şekilde ve gayrimeşru biçimde Suriye’de bulunduğunu i

Ankara Rüzgârı’nda haftanın gelişmelerini değerlendiren Zülfikar Doğan, HDP 4. Olağan Kongresi’nde yaşanan eş başkan değişikliğiyle HDP’nin siyasi strateji değişikliğine gideceğini vurguluyor. Pervin Buldan’ın kongre öncesi dile getirdiği “Karadenizlinin sorununu Kürtlere, Kürtlerin sorununu Egeliye anlatamadık” özeleştirisi ile ilk sinyali verilen değişim, Prof. Mithat Sancar’ın eş başkanlığı üstlenmesiyle belirginleşti.HDP’nin vitrinindeki bu değişiklikle “Türkiye Partisi” olma stratejisinde yeni bir aşamaya geçildiğini söyleyen Doğan, İdlib ve Libya gerilimlerinin de gündemdeki ağırlığının artarak devam ettiğini dile getirdi.Erdoğan-Putin görüşmesine rağmen Türkiye-Rusya gerginliği ve İdlib’te yumuşama konusunda bir gelişme sağlanamadığını kaydeden Doğan, Erdoğan’ın hafta sonu İzmir’de yaptığı açıklamalarla İdlib’te savaş endişesinin henüz ortadan kalkmadığını söylüyor. Buna karşılık, 5 Mart’ta İstanbul’da dörtlü (Erdoğan-Putin-Macron-Merkel) İdlib Zirvesi’nin yapılacağının açıklanması, yine Mart ayı içind

Ankara Rüzgârı’nda başkentin ve Türkiye’nin gündemini değerlendiren Zülfikar Doğan iktidara yakın medyada ve köşe yazarlarının yazılarında son günlerde gündeme taşınan yeni darbe tartışmalarının manidar olduğunu söylüyor. Muhalefetin bu hamleyi partisi ve oylarının eridiğini öne sürdüğü Erdoğan ve AKP’nin mağduriyet algısı yaratma senaryosu olarak değerlendirdiğini belirten Doğan, Gelecek partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun da bu konudaki açıklamalarının dikkat çekici olduğunu vurguluyor. Partisinin İstanbul İl Başkanlığının açılışını yapan Davutoğlu’nun, “Başbakanlıkta kalsaydım, 15 Temmuz darbesi olmazdı” sözlerini hatırlatan Zülfikar Doğan bu açıklamanın iktidar medyasında tepki ve eleştirilere yol açtığını ancak Davutoğlu’nun bu iddiasını Başbakan olarak katılacağı Yüksek Askeri Şura’da tüm FETÖ’cü generalleri ihraç etme hazırlığına dayandırdığını vurguluyor.Davutoğlu’nun il binası açılışında da yine iktidara yakın medyadaki darbe iddialarına atıfta bulunarak “İktidarların görevi kim darbeye teşebb

Her alanda artan sorunlarla oldukça yoğun Türkiye gündemini Ankara Rüzgârı’nda ele alan Zülfikar Doğan, İdlib’te yaşanan gerginlik sonrasında Rusya ile Türkiye’nin karşı karşıya geldiği süreçte tarafların tansiyonu düşürmeye çalıştığını belirtti.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 Şubat’ta yaşanan Suriye saldırında 8 askerin şehit edilmesi üzerine ilk olarak Rusya’ya çok sert tepki gösterdiğini anımsatan Doğan, daha sonra yürütülen telefon diplomasisi ile Erdoğan’ın söyleminin yumuşadığına dikkat çekiyor;“Rusya’ya ‘ya Esad ya Türkiye’ resti çeken Cumhurbaşkanı, sonraki günlerde sertlik dozunu düşürdü. Rusya ile ilişkilerin feda edilemeyeceğini söylemeye başladı ve doğal gaz alımından, nükleer santrala, S-400’lerden 25 milyar dolarlık ikili ticarete ve Rusya’dan gelen yaklaşık 6milyon turiste kadar bir dizi gerekçe sıraladı. Muhtemelen gerginliği tırmanması halinde 2015’teki savaş uçağı krizinden sonra devreye giren Rusya yaptırımları ve ambargolarla ilgili bazı hatırlatmalar yapıldı kendisine. O dönemde Türkiye 7 ayda

Geçtiğimiz hafta içinde Manisa’da yaşanan depremin İzmir’den Bursa ve Çanakkale’ye İstanbul’a kadar uzanan sarsıntısı, can kaybı ve büyük bir yıkım olmadan atlatıldı. Ancak yeniden gündeme oturan deprem riski ile birlikte öncelikli olarak İstanbul tartışılırken, Türkiye acı haberi 24 Ocak Cuma günü Elazığ’dan aldı.Elazığ’ın Hazar gölü kıyısındaki ilçesi Sivrice’nin merkez üssü olduğu 6,8 şiddetindeki deprem, tüm Türkiye’yi derinden sarstı. Ankara Rüzgârı’nda son gelişmeleri ele alan Zülfikar Doğan, Elazığ’ın dışında Malatya ve Adıyaman’ı da etkileyen sarsıntının şimdilik geri planda tutulmaya gayret edilen siyaset alanında da bir süre sonra depreme neden olabileceği görüşünde.Profesör Naci Görür’ün adeta yer ve saat vererek geçtiğimiz yıl Ekim ayında Elazığ ve Sivrice’de deprem için uyardığının ancak dikkate alınmadığının ortaya çıkmasıyla birlikte, Türkiye’nin her an gerçekleşebilecek bir büyük depreme ne kadar hazırlıklı olduğu sorularının gündemin ilk sırasına taşındığını dile getiren Doğan, “Naci Görür El

Ankara Rüzgârı’nda Türkiye gündemini değerlendiren Zülfikar Doğan Suriye ve Libya’da giderek çetrefilleşen sorunların ağırlaşarak sürdüğünü söylerken, iç politikada Erdoğan ve Bahçeli’nin yeniden muhalefete karşı söylemlerini sertleştirmeye, kamplaştırma-ayrıştırma stratejine geri döndüklerini belirtiyor.

Libya ve Suriye’deki gelişmeler yanında İran ve Irak’taki yükselen ateş de Türkiye’nin etrafını çembere almış vaziyette. Ankara Rüzgârı’nda haftanın olaylarını değerlendiren Zülfikar Doğan, Libya’da son anda Halife Hafter’in kabul ettiği ateşkes sonrasında Erdoğan’ın geri adım attığını söylüyor.Geçen hafta İstanbul’daki TürkAkım Boru Hattı açılışında töreni öncesi ve sonrasında Rusya Devlet Başkanı Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında gerçekleşen dört saat varan görüşmeden Libya’da ateşkes çağrısı çıktığını vurgulayan Doğan, Türkiye’nin desteklediği Trablus yönetiminin çağrıya hemen olumlu yanıt verdiğini Libya Ulusal Ordusu’nun başındaki Hafter ve Tobruk yönetiminin ise önce ateşkesi reddettiğini hatırlattı. Ardından hızlanan görüşme trafiği neticesinde Putin’in Mısır Devlet Başkanı Sisi ile Hafter’in de İtalya Başbakanı Mateo’yla görüşmesi sonrasında ateşkesin yürürlüğe girmesine kısa süre kala kabul ettiğine dikkat çekerek “Burada Putin ve Sisi’nin etkisi açıkça ortada. İtalya Başbakanı Giuseppe Mateo

Ankara Rüzgârı’nda sıcak gündemi değerlendiren Zülfikar Doğan, Erdoğan’ın yeni siyasi stratejisini yorumlarken, AKP’den ayrılıp yeni parti kurmaya yönelen Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ı hedef tahtasına oturttuğunu belirtti.Katıldığı televizyon programında isim vermeden Babacan’ı “IMF’den talimat almak ve faizcilerin adamı olmakla” itham eden Erdoğan, dış politikada karşı karşıya kalınan ağır sorunların sorumlusu olarak da Davutoğlu’nu işaret ediyor. Doğan buna karşılık Erdoğan’ın 17 yıldır AKP hükümetlerinin Başbakanı ve şimdi de yeni yönetim modeliyle her konuda karar veren “tek adam” olduğuna dikkat çekerek kendisini aklamaya ve sorumluluklarını başkalarına yıkmaya yöneldiğini vurguladı.Putin’in 8 Ocak’taki Türkiye ziyaretinin gündemini de yorumlayan Zülfikar Doğan, aynı gün ABD Başkanı Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in de Ankara’da olacağını hatırlatarak Türkiye’nin ABD-Rusya arasındaki sıkışmışlığının giderek sürecin zorlu hale geleceğini gösterdiğini ifade etti. Kasım Süleymani suikastı

Yılın son Ankara Rüzgârı programında gelişmeleri değerlendiren Zülfikar Doğan, peş peşe gündeme getirilen adımlarla Türkiye’deki toplumsal gerilim ve tansiyonun yükseldiğini, 2020’ye bu atmosferle ve kamplaşmanın derinleştiği bir ortamda girildiğini söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öteden beri uyguladığı “kamplaştırıp ayrıştırarak konsolide etme” politikasına sekiz yıl sonra yeniden gündeme taşıdığı Kanal İstanbul projesiyle yeniden dönüş yaptığına dikkat çeken Doğan, Yerli-Milli Otomobil ve ardından Libya’ya asker gönderme başlıklarıyla siyasi, ekonomik ve toplumsal çatışmaların yükseltildiğini vurguladı.Sözcü gazetesi yazar ve yöneticilerine verilen toplam 20 yıla varan hapis cezalarıyla medyaya yönelik yargı gözdağının bir kez daha kendisini gösterdiğini söyleyen Doğan, gazetecilere yönelik yargı, hapis, tutuklama baskısının yerine göre fiziki şiddetle cezalandırmaya dönüştüğünün son örneğinin ise gazeteci Murat İde’ye yönelik saldırı olduğunu aktardı. Gözaltına alınan faillerin çıkarıldıkları mahkemede he

Ankara Rüzgârı’nda 2019’un Türkiye iç politikasında öne çıkan gelişmelerini yorumlayan Zülfikar Doğan, gelecek yıl daha da sertleşecek kıran kırana bir siyasi mücadele mirasının devredildiğini, yeni partilerin sahneye çıkması ve CHP ile AKP’de yapılacak büyük kurultayların iktidar ve ana muhalefette radikal kadro değişikliklerine yol açacağını söyledi.2019’un siyaseti en çok dalgalandıran olayının 31 Mart Yerel Seçimleri olduğunu kaydeden Doğan, muhalefet ittifakının yükselişe geçerek önemli büyük şehirleri kazandığı, AKP’nin ise ağır kayıplara uğradığı seçim sonrasında Erdoğan’ın hâlâ kimseye fatura kesmediğine dikkat çekiyor.Bu durumu yorumlayan Zülfikar Doğan şunları söylüyor:“AKP Tayyip Erdoğan ile 25 yıl önce aldığı İstanbul’u ve Melih Gökçek’le çeyrek asırdır yönettiği Ankara’yı kaybetti. Beklenti AKP örgütlerinde ve kabinede geniş çaplı bir revizyondu. Kabinede başarı karneleri zayıf bakanların gönderileceği, başta İstanbul olmak üzere örgütlerde, il-ilçe yönetimlerinde ve genel merkez üst yönetiminde

Ankara Rüzgârı’nda gündemi değerlendiren Zülfikar Doğan bu haftadan itibaren meclisin 2020 bütçesini görüşmeye başlayacağını, görüşmelerin kesintisiz şekilde 12 gün boyunca süreceğini söylüyor.

Bu hafta TÜİK tarafından açıklanacak 2019 yılı üçüncü üç aylık dönemine ilişkin büyüme hızı verileriyle ilgili tahmin ve beklentiler, yüzde 0,5 ile yüzde 1 arasında bir büyüme hızının gerçekleşeceğine yönelik.Ankara Rüzgârı’nda haftanın ekonomik, siyasi ve dış politika gelişmelerini analiz eden Zülfikar Doğan, 17 yıllık iktidar süresi sonunda Erdoğan ve AKP hükümetlerinin yanlış uygulamaları, parayı toprağa gömen inşaat öncelikli ekonomi politikalarıyla, Türkiye’yi yüzde 1 büyümeye sevinecek konuma getirdiğini söyledi.2008-2009 Küresel finansal kriz döneminde bile diğer ülkelerden ayrışan ve o dönemde Başbakan Erdoğan’ın “kriz teğet geçti” diyerek ekonomideki tabloyla övündüğünü anımsatan Doğan; “Türkiye bir dönem yüzde 7 hatta yüzde 11’e varan büyüme hızlarıyla, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi konumundaydı. Çin ile yarışıyordu. Kişi başına düşen milli gelir 12 bin dolar seviyelerine kadar çıkmıştı. Şimdi son 4-5 yıldır inişte. Giderek son üç çeyrekten bu yana durgunluk, ekonomik çöküş-daralma ve eksi büy

Ankara Rüzgârı’nda Türkiye siyasetini ve diğer sıcak gelişmeleri değerlendiren Zülfikar Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir CHP’li ile gizlice görüşüp, CHP genel başkanlığına seçtirmeyi vaat ettiği iddiasıyla başlayan tartışmaların, giderek bir siyasi ve medyatik bir komediye, adeta skandala dönüştüğünü vurgulayarak şu değerlendirmeleri yaptı.

Ankara Rüzgârı'nda başkentteki gelişmeleri değerlendiren Zülfikar Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 13 Kasım'da gerçekleşecek ABD ziyaretinde Halkbank ve S-400 konusunda kıran kırana pazarlıkların olacağı görüşünde.

Ankara Rüzgârı’nda gündemi değerlendiren Zülfikar Doğan’ın aktardığı gözlemlerine göre, Saadet Partisi’nin (SP) 7. Olağan Büyük Kongresi’nde “Keşke birisi çıksa da bıraksam” dediği Genel Başkanlığa tek aday olan Temel Karamollaoğlu, bir saati aşan konuşmasında Tayyip Erdoğan’a yüklendikçe, Ankara kapalı spor salonunu dolduran SP’lilerin coşkulu tezahüratları ve alkış tufanıyla adeta salon yıkıldı.Partinin kurucusu Prof. Necmeddin Erbakan’ın, 3 Kasım 1969’da Milli Nizam Parti’sini kurarak çıktığı siyaset sahnesinde kamuoyuna açıkladığı Milli Görüş ideolojisinin 50. Yılı nedeniyle olağan büyük kongrenin gününün 3 Kasım olarak belirlendiğini söyleyen Doğan, Milli Görüş’ten kopup AKP’yi kuran ve 3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidara gelen Tayyip Erdoğan’ın da iktidarda 18’inci yılına girdiğini anımsattı.Erdoğan’ın “Milli Görüş gömleğini çıkarttık” diyerek yürüttüğü 3 Kasım 2002 seçim kampanyasının ana omurgasının “3Y” olarak adlandırılan “Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklarla Mücadele” üzerine oturtulduğunu ka

Ankara Rüzgârı’nda haftanın gelişmelerini değerlendiren Zülfikar Doğan Rusya ile varılan Soçi Mutabakatı’nda SDG-YPG için öngörülen 150 saatlik geri çekilme süresinin 29 Ekim gece yarısı dolacağını belirterek dikkatlerin buna çevrildiğini söyledi.Cumhuriyet Bayramı kutlamalarıyla aynı gün Suriye ve Rusya’dan gelecek haberlere odaklanıldığını dile getiren Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 Kasım’da gerçekleşecek ABD ziyareti öncesinde yaşanan bazı gelişmelere de dikkat çekiyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ABD’den Patriot sistemlerinin satın alınabileceğini söylediğini anımsatan Doğan’a göre, Erdoğan Beyaz Saray’da bu hamle ile önümüzdeki günlerde olası ABD yaptırımlarının önünü kesmeye çalışacak.AKP’nin Suriye harekatı ve üstü üste gerçekleşen seçimlerde alabildiğine tükettiği bütçeye kaynak için yeni bir vergi yasasını meclise gönderdiğini vurgulayan Zülfikar Doğan şu değerlendirmede bulundu:“Bir yandan Merkez Bankası’na faiz indirme baskıları sürerken diğer yandan bütçeye kaynak aranıyor. Bir defaya

Ankara Rüzgarı'nda Zülfikar Doğan, Kuzey Suriye'deki askeri harekatın yankılarını, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rus lider Vladimir Putin arasında Soçi'de gerçekleşecek buluşmayı yorumladı

Türkiye gündemindeki sıcak gelişmeleri Ankara Rüzgârı’nda değerlendiren Zülfikar Doğan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın medya temsilcileriyle yaptığı toplantıda ilk kez Barış Pınarı Harekâtı’nın yasal dayanağı olarak Adana Mutabakatı’nı dile getirmesinin önemli bir söylem değişikliği olduğuna dikkat çekti.Harekâtın başlangıcında ve sonrasında gerek Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun gerekse Cumhurbaşkanı başdanışmanları, iletişim başkanlığı vb. sözcülerin sürekli şekilde Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin “meşru müdafa” hakkını içeren 51. Maddesini dayanak gösterdiklerini vurgulayan Doğan, buna karşılık Erdoğan’ın birdenbire Türkiye ile Suriye arasında 1998’de imzalanan ve iki ülkenin PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadelede işbirliği yapmasını öngören Adana Mutabakatı’na atıfta bulunmasının önemli bir değişiklik olduğu görüşünde.Rusya ve İran’ın en baştan itibaren Erdoğan’a Adana Mutabakatı çerçevesinde Şam ile diyalog ve işbirliği yapmasını, doğrudan müdahale yerine Esad yönetimiyle anlaşarak YPG-PYD-